Sunday, December 23, 2012

Hizli bir özet!

Bu blogu acarken bol bol yazmak istemistim fakat kosturmacada bir turlu firsat bulamadim, buldugumda da icimden yazmak gelmedi bir turlu.

Neyse kaldigim yerden anlatmaya devam edecegim ki kimse birsey kacirmis olmasin.

Ingiltere vizesini aldiktan sonra Norvec'e tasindim, basimdan basta bir tomar is gecti ama onlar bu blogun konusu degil. Norvec'te ilk 2 gun RR tarafindan bize karsilama etkinligi yapildi. Bu iki gun icinde hem diger yeni baslayanlari tanimis olduk, hem de sirketi, yoneticileri. 

Sirket hakkinda epey bilgi aldik, yasayacagimiz sehir Ålesund hakkinda bilgi aldik. Gecen sene ise baslayan trainee'lerle tanistik. 

Epey keyifli iki gunun ardindan herkes, kendi calisacaklari fabrikalara ucuncu gun gectiler. Ben basta da anlattigim uzere Ulsteinvik isimli bir ada da bulunan RR'un Propulsion bolumunde calisacaktim. Iste ilk gun, ki benden baska 3 trainee daha vardi, birlikte bizim yoneticiyle tanistik. Fabrikannin sunumu yapildi, ardindan fabrikada dolasip, ortami gorduk. 

Benimilk isim "Yeni urun tanitim" uzerine oalcakti. Sirketin uzerinde calsitigi yeni urun ile calisacaktim. Gercekten guzel olacakti. Oldu da! :) Ama bu baska bir yaziya..

Ulsteinvik'te 3 gun calistiktan  sonra Ilgiltere'ye Derby'ye sirketin ana merkezine dogru yola ciktik. Orada 3 gun boyunca muazzam bir sekilde karsilandik. Uc gun boyunca cesitli aktivitelere katilip, sirket hakkinda epey birsey ogrenip, ustune de epey bir "networking" yapip, bircok kisi ile tasinip, geri donduk.

Bu sene RR'de ise baslayan trainee sayisi 300 civarindaydi. Buradan sizde ne kadar cok firsat oldugunu gorebilirsiniz.

Su anda Ulsteincik'te ki ilk projemi bitirdim ve yeni projem icin Brattvåg/Ålesund/Norvec'te yilbasindan sonra ise baslayacagim.

Asagida Derby'de ki Induction Day'den birkac resim var.


Dunyanin diger ucundan diger trainee'lerle..

Lego :)

Etkinliklerden birine hazirlanirken, sinif arkadasim Kushal'la..
Etkinlikte o garip banklari biz yaptik.. :)
 
Nordic Graduates in Derby





Friday, August 17, 2012

'UNCLASSIFIED'. Your Visa Application (Ref: .......)"

Ingiltere Vizesi

Geçen hafta Norveç çalışma iznim çıkmıştı, bunun hakkında yazdığım  bir onceki yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Bu haftada İngiltere vizem çıktı. hafta başında gelen bir emailde;

"
KONU: ''UNCLASSIFIED'. Your Visa Application  (Ref: .......)"

A decision has been made on your application.  If you agreed to collect your passport you can now visit the Embassy between 9am and 10am.  Please bring identification with you. If you paid for DHL or postage your passport will be delivered to you.

This is an automated message - please do not respond to this email address as incoming mail will not be answered. 
Den här e-post-adressen tar inte emot svar.  Vänligen svara inte på detta mejl, inkommande mejl läses ej.

"
...deniyordu.  bu vize işlerinde ciakçağına ne kadar emin olsamda bir türlü rahat olamıyorum. Bir de üstüne yukarıdaki gibi gizemli mailler yolladıklarında iyice işgilleniyorum. Neyse dün eve gelen bir kağıtta bir mektubumun geldiğini ve onu evin yakınındaki bir büfeden alabileceğim yazıyordu. Hemen ilk iş gidip gelen mektubu aldım. Zarfı açıp, hemen pasaportun içine baktım vize var mı diye. 

.... ve evet vizem çıkmış. 6 aylık, çoklu giriş çıkış yapabileceğim business ziyaret vizesi. 

Bu arada yukarında konu başlığıyla neden mail yolladıklarını anlamadığım için, internette biraz araştırdım. her ne kdar net kesin bir cevap bulamasam da, bir kişi bu "Unclaşsıfıed" başlıklı mailin herhangi bir gizli bilgi içermediğinden o başlıkla gönderilmiş olabileceğini yazıyordu. Zaten vizede geldiğine göre ınternetteki o kişinin görüşleri doğru olsa gerek.  Sizde bu başlıkla bir email alırsanız hiç korkmayın. Her ne kadar belli etmeselerde vizenizin çıktığı anlamına geliyor demektir.

Resim hakkinda Not: Benim vizemde buradaki gibi ama benimki iş gezisi amaçlı. Ayrıca Benimkinde resimde bulunmakta.

Sunday, August 12, 2012

Norveç Çalışma İznim çıktı! Ama nasıl!


Geçen Pazartesi günü çok garip bir şekilde Norveç çalışma iznimi aldım. Çok garip dedim ama okuyunca sizde kesin aynısını düşüneceksiniz. Önceki Cumagünü bizim arkadaşlardan birini vizesi çıktı ki zaten kendisi benden 2 saat önce başvurmuştu vizeye. Bende bu durumda benim vizemin pazartei en geç Salı çıkacağını tahmin ediyordum. Neyse Pazartesi günü benim yakın sınıf arkadaşlarımdan birinden bir email aldım, Onur senin Norveç vizem çıkmış haerin olsun diye. ne alaka sen nereden biliyorsun diye cevap yazamadan, başka bir mailde kendisiyle Norveç göçmen bürosu (UDİ) arasında geçen mailleri bana iletmiş. Bir baktım ilk gelen mailde arkadaşa sadece vizeni çıktı konsolosluğa gönderildi diye bilgi mesajı gelio. Sonra bizimki ne vizesi diye sorunca da detaylı olarak Onur A. Teke’nin norveç çalışma izni diye cevap atıyorlar. Bizim ki ”ama ben Onur değilim ki, ben onun arkadaşıyım ama benim mailimi nasıl buldunuz” diye cevaplayınca, bu seferde ”O zaman lütfen bu mailin ona ulaşmasını sağlayınız” diye bir cevapla karşılaşıyor ve oda mailleri bana yolluyor.  Hatta beni arıyor ama ben şirkette olduğumdan açamadığımdan Anna’yı aramış böyle böyle oldu diye anlatmış.
Bu arada da konsoluşluk bana bir bilgilendirme mesajı atıyor, vizemin çıktığına dair. Ben de hemen konsolosluğa mail attım ve durumu anlatıp, sebebini sordum. Onlarda ”bir bilgileri olmadığını, konuyu UDİ ile konuşmamın daha iyi olacağını” söylediler. Sonra tahmin edeceğiniz gibi UDİ’de ki bizim arkadaşa mail atan adama mail attım. Onun cevabı ise çok garipti. Oda bana mail atacağı sırada attığı mailin iki kez hata verdiğini ve sonrasında üçüncü kez denediğinde isen edense benim arkadaşa gittiğini söyledi. BU durumun benim açımdan bir sorup yaratıp yaratmadığını sorup. özür diledi. Hatta arkadaşımın mailinin kendisinin mail veritabanında olmadığını, ve kendisinin mailini daha önce hiç görmediğinide söyledi. Olay bu şekilde işte. Epey garip bir durum. Aklıma gelen bir çözüm, KTH’nun veritabanında bir problem oluştuğu ve mailin benim yerime bizim arkadaşa gittiği ama böyle birşey olma ihtimali var mı bilmiyorum. Bir de tabi şanslıyım ki, benim yakın arkadaşıma gitti mail. Ya başkasına gitseydi ve oda silseydi emaili. Bu durumda şu an ben hala paniklemiş bir halde vize bekliyor olacaktım.
Sonunda vizem çıktı ve Norveç’e varınca polise gidip oradan alacakmışım vizemi. Sanırım İsveç’ten Norveç’e girişte pasaport kontrolü olmadığından dolayı bu şekilde olacak.

Wednesday, August 8, 2012

Ulsteinvik, Ålesund, Derby ve diğer gelişmeler..

NOT: Bu yazı pelatros.blogspot.com'dan kopyalanmıştır.
Master tezim sabahtan akşama kadar tüm vaktimi aldığı gibi bir yandan da Norveç ve Rolls-Royce ile ilgili gelişmeler olmakta ve bu yüzden onlara da epey vakit ayırmak zorunda kalıyorum. 

Rolls-Royce'la yaklaşık iki ay önce anlaşmayı imzaladıktan sonra şirketten bir daha birşey duymadım. Sadece Norveç konsolosluğuna çalışma vizesi başvurusunda bulundum ve halen onun da sonucunu bekliyorum. Hafta başında konsolosluğa email attım ama onlardan da herhangi bir cevap gelmedi henüz.

Ama bu son hafta içinde birçok gelişme oldu. Rolls-Royce'dan genel bilgilendirme maili sonunda elimize ulaştı ve mail kalacağımız yerden, vergi işlerine, çalışmaya başlayacağım ilk şehirden, Norveç kimlik numarasını nasıl alacağımızdan, nasıl banka hesabı açtıracağımıza kadar tüm detayları içeriyor.

Adım adım gidersek, ilk ve sanırım en heyecanlısı ilk çalışma yerimin neresi olacağıydı. İlk çalışma yerim Ulsteinvik isimli bir şehir. Vikipedi'den baktım ama minicik bir şehirmiş kendisi. yaklaşık 5000 civarında nüfusu olan köy gibi bir yer desem yeridir. Fakat diğer ise başlayacak arkadaşların ise ilk başlayacakları yerlerle kıyaslayınca bizim Ulsteinvik 
metropol gibi kalıyor. ayrıca Ålesund'a uzaklığı yaklaşık 30 dakikaymış.

Ev konusunda da şirket herşeyi ayarlayacak sanıyorduk ama onlarda bir firma ile anlaşmışlar ve o firma istersek bize kalacak yer ayarlayacakmış. Rolls-Royce anlaşmalarında belli bir standart şartı koymuş ve standart şartıda, ev mobilyalı olacak, TV ve interneti olacak gibi şeyler. Biz de o firma ile iletişime geçip, durumumuzu anlattık ve aldığımız cevapta bizim için ev bakmaya başladıkları ve en kısa zamanda bize geri dönecekleri oldu. Bakalım bizde ilk aşamada zaten şu an işimiz başımızdan aşkınken bir de Ålesund cıvarında ev aramakla uğraşmayalım dedik. Teklif edilen ilk evi kabul etmeyi düşünüyoruz. oraya yerleştikten sonra evden memnun kalmazsak eğer, kolaylıkla yeni bir ev bulup değiştiririz diye düşünüyoruz.

Bir de ilk haftayı Ålesund ve Ulsteinvik'te geçirdikten sonra diğer tümj yeni işe başlayanlarla birlikte Derby/İngiltere'ye 3 günlük tanıtım tanışma, etkinliği olacakmış. Bizde bakalım ikinci haftadan İngiltere yolcusu olacağız. :)) Bugün de onun için kayıtları tamamladım ama tabi onu içinde vize başvurusu gerekecek gene. Gerekli belgelerin bana yollanması içinde şirkete mail attım.

Ben şu sıralar teze yoğunlaştığım için Anna ile pek ilgilenemiyorum. Norveç'e gidecek olmamız en çok onu korkutuyor. Ben nasılsa yeni işle meşgul olacağım için, benim için şu an sadece bir heyecan var ama Anna yeni bir ülkeye taşıncak olamamızdan dolayı bir heyecan taşısa da, buradaki işinden ayrılacak olması ve orada bir süre iş bulamama ihtimali söz konusu olduğundan biraz korkuyor. Umarım herşey yolunda gider ve ona da orada en kısa zamanda biriş buluruz. Bakalım bindik bir alamete, umarım sonumuz hayırlı olur.

Not: Bu arada resimdeki yer Ulsteinvik.

Roll Royce'un ardından.. Benim açımdan olan biten herşey..

NOT: Bu yazı pelatros.blogspot.com'dan kopyalanmıştır. 

Gelelim benim açımdan Rolls-Royce görüşmesinin nasıl geçtiğine ve elbette ki sonucuna. 

Şimdiye kadar hayatımda iki kez gerçek anlamda yüzyüze iş görüşmesi yaptım. Biri Desa Deri, diğeri ise Şişecam ileydi. İkisindende olumlu cevap almıştım. Rolls-Royce üçüncü yüzyüze görüşmem olacağı gibi aynı zamanda en zorlusu olacaktı. O sebeple çok heyecanlıydım. Aynı zamanda hazırlayacağım 10 dakikalık sunumun çok önemli olduğunu biliyordum çünkü teknik içerikli görüşmeye hazırlanması imkansız olacaktı. Ne çalışabilirsin ki, iki günde şimdiye kadar öğrendiklerini mi tekrar edeceksin. Olmaz elbette. Soruların ne olacağı hakkında bile bir fikrin yok tabi. O sebeple sadece 10 dakikalık sunum önem kazanıyordu, ne de olsa herşey senin hazırlığına bakıyordu.

Görüşme günü öncesi ayna karşısında kaç kez sunum yaptım bilmiyorum ama sonunda benim sunum epey güzel geçti, yapmak istediğimi yaptım. Sorularda zaten sunumdan sonra kafalarında kalan boşlukları doldurmaya yönelikti yani gene sunum hakkındaydı. O sebeple sunumum çok iyi geçti diyebilirim.

Aynı zamanda genel yetenek sorularında da karşı tarafı fazlasıyla tatmin ettiğimi söyleyebilirim. Ki zaten orada sordukları soruların cevaplarını ben çoktan sunumumda vermiştim. O sebeple çok beklemediğim birşey çıktı diyemem.

Sayısal ve soyut düşünme testlerinin seçimlerde çok payı olduğunu düşünmüyorum, bence belli bir seviyeyi geçmemiz isteniyordu ve o seviyeyide geçtiğimden eminim.

Grup çalışmasında ilk 20 dakika kaos gibiydi herkes birşeyler söylemeye çalışıyordu. Bir yandan kendini göstermeye çalışırken, bir yandan da karşı tarafın öne çıkmasını engellemeye çalışıyordu aslında. Yani tam kaos ortamıydı, bu sebeple kimse kimseyi dinliyor denilemezdi. Ben o sebeple başlarda sessiz kaldım, ki zaten hep öyleyimdir. Ortalık yatışınca, konuşmaya başladım ve liderliği alır gibi oldum ama genede çok memnun kaldığımı söyleyemem.

Son teknik görüşmede ise sorulan sorular genelde kalite kontrol ağırlıklıydı ve orada sorulan bir soruyu cevaplayamadım ama eve geldikten sonra o sorunun cevabına baktığımda, bana yanlış bir soru sorulduğunu farkettim. İkinci bölümünde ben listeden yalın üretim konusunu seçmiştim ve ondan sonrası zaten epey kolay olmuştu. Benim diğer şanssızlığım da, karşımda soruları soran kişinin ingilizcesinin çok kötü oluşuydu. Sorduğu soruları bir kağıttan okuyordu ama ben soruyu biraz açmasını istediğimde soruyu kendininde anlamadığını gördüm, hatta bir iki kez kendi de anlamadığını söyleyip o soruyu en iyisi geçelim dedi.

Sonuçta dün şirketle konuştum, maalesef benim dışımda 4 farklı kişiyi seçmişler, ben de 5. sıradaymışım. Yani birinci yedek durumundayım. İki hafta içinde o 4 kişiden biri işi reddederse beni arayacaklarmış ama bence bu çok düşük bir oran elbette. Görüşmeye de yedek olarak çağrılmıştım, 12 kişinin ardından,13. olarak. Şimdi de 5. sırada alarak gene 1. yedek durumundayım. Yapacak birşey yok, elbette üzgünüm biraz, ama yapacak birşey yok.

Rolls-Royce görüşmesi benim açımdan çok önemli bir deneyim oldu. Gerçek anlamda uluslararası bir firmanın iş görüşmesinde bulunmanın bana öğrettiği birçok oldu. Belki bu sefer olmadı bir sonraki seferde başka bir firmanın görüşmesinde muhtemelen olur. İşte Rolls-Royce görüşmesi benim açımdan böyle başladı, böyle bitti.

Roll-Royce'un üretim mühendisi seçimi süreci hakkındaki diğer yazılar için:
Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3

Rolls Royce Graduate Professional Excellence Programme - Manufacturing Engineering (Production Management) - Nordics - Bölüm 3

NOT: Bu yazı pelatros.blogspot.com'dan kopyalanmıştır.

Grup çalışmasında bizleri gene iki ayrı gruba aldılar. Ayrı başka bir odada bize çalışmada ne yapacağımıza dair talimatların yer aldığı bir liste verdiler. talimatnamede yazılı olanalar çok onmeli değil aslında. Amacımız aralarında bir metre aralık bulunan iki masa üzerinde bir düzenek kuracaktık ve bu düzenek sayesinde karşı tarafa çeşitli büyüklükte toplar yada makaralar geçirecektik. Toplam 45 dakika süremiz vardı ve elimizdeki belli bütçe ile hangi malzemeleri alacağımıza karar vermemiz gerekiyordu, çünkü sadece iki kez alım yapabiliyorduk.

Grup çalışmasından sonra öğle yemeğine geçtik ama yemekte oradaki 12 kişiden herhangi birinin tam olarak doyduğunu sanmıyorum. Yaklaşık bir saatlik moladan ve suan halen trainee olarak çalışanlarla tanıştıktan sonra tekrar iki farklı gruba ayrıldık ve ilk grup teknik içerikli görüşmelerine geçerken, benimde içinde bulunduğum ikinci grup sayısal düşünme testlerini yapmak için ayrı bir odaya geçtik gene.

Sayısal Düşünme Testi (Numerical reasoning Test)'nde gene 36 soru cevapladık. Sorular zor değil ama zaman alıcıydılar ve birçok soruyu yetiştiremedik. Sorular genelde bir tablo yada diagramdan belli bir bilgiyi bulmaya yönelikti. Mesela "iki ülkenin çeşitli yıllara göre kullandıkları enerji kaynaklarının yüzdesel dağılımı verilmiş bir tabodan ilk ülkenin ilk yıl kömür kullanımının yüzde 30'u ikinci ülkenin ikinci yıldaki güneş enerjisi kullanımına eşitse, ilk ülkenin ikinci yıldaki nükleer enerji kullanımı kaçtır?" bu örneklerden biri sayılabilir. Test esnasında hesap makinası, kağıt ve kalem kullanabiliyorduk ve tüm bu malzemeler şirket tarafından orada verildi. Yanımızda getirdiğimiz hesap makinalarını kullanmamıza izin verilmedi.

Sayısal Düşünme Testinden sonra gruplar yer değiştirdi ve biz ikinci grup olarak teker teker teknik bilgimizin ölçüleceği görüşmeye girdik. Burada direk teknik soruları cevaplamaya çalıştık. testi iki bölüme ayırırsam, orada bana genelde kalite kontrol ve süreç kontrolü içerikli sorular geldi. İkinci bölümünde yani ikinci 20 dakikasında ise, yaklaşık on farklı konunun bulunduğu bir listeden bir konu seçmemizi ve o konu hakkında sorular sorulacağını söylediler ve sorularda o konu ile ilgili geldi zaten. 

Son görüşme olan teknik içerikli görüşmeden sonra tekrar büyük salona geldik. Ardından Rolls-Royce'un eğitim merkezini gezdik. Tüm simülasyon odalarını, eğitim salonlarını gezip, teknik bilgi aldık. Sonrasında ise saatler 16:00'yi gösterirken şirket çalışanları odadan çıkıp, yerlerine suan trainee olarak çalışanlar geldiler ve yaklaşık yarım saat soru-cevap şeklinde aklımızdaki soruları sorduk, epey bilgilenmiş olduk hem şirket, hem de normal hayat şartları hakkında.

Saat 16:30 gibi tekrar taksi ile o gece orada kalçakları otele bıraktıktan sonra havaalanına geçtik, Stockholm'e dönmek için.

Rolls-Royce görüşme maratonu bu şekilde bitmiş oldu. Suana kadar ki yazılarda genelde görüşme sürecnin nasıl olduğunu yazmaya çalıştım, bir sonraki yazıda ise ben neler yaptım ve sonuç ne oldu konusunu işleyeceğim.

Rolls-Royce'un üretim mühendisi seçimi için mezuniyet programı hakkındaki diğer yazılar için:

Rolls Royce Graduate Professional Excellence Programme - Manufacturing Engineering (Production Management) - Nordics - Bölüm 2

NOT: Bu yazı pelatros.blogspot.com'dan kopyalanmıştır.

Rolls Royce Marine'de yaşadığımız iş görüşmesi tecrübesinin ilk bölümünde, başvurduğumuz programın genel olarak resmini çizmeye çalıştım. Şimdiki yazıda ise adım adım tüm görüşmeleri ve testleri anlatacağım.

Görüme günü sabah erkenden kalkıp, hazırlıklar ve kahvaltı derken saat 08:00 gibi büyük bir taksi gelip 12 kişiyi aldı ve Rolls-Royce eğitim merkezine götürdü.Gittiğimiz yer aslında Rolls-Royce'un satış sonrası müşterileri eğittiği yerdi ama aynı zamanda yeni trainee'lerin seçildiği merkez olarakta kulllanılıyordu. Bu merkezin adı da "Assessment Center" olarak geçiyordu.

Saat 08:15 gibi merkeze geldik. Kapıda bizi eski mezunlardan bir bayan karşıladı, yaka kartlarımızı dağıttıktan sonra bizi büyük bir salona aldı ve orada bizlerden sorumlu kişi ile tanıştık. İlk 15 dakika şirket ve program hakkında bilgi verildikten sonra günün programını öğrendik. Ardından 12 kişiyi iki gruba ayırdılar. İlk grup genel yetenek görüşmesi ve kendi sunumlarını yapmaya giderken, benimde içinde bulunduğum ikinci grup soyut düşünme testini yapmak için ayrı bir odaya geçtik.

Soyut düşünme testi (abstract reasoning test), yaklaşık 40 dakika sürdü ve 36 soru cevaplamamız istendi. Sorular genelde ardarda gelen 7 farklı şekilden sonra 8. şeklin ne olması gerektiği gibiydi. Sorular önce kolaydan başlayp sonlara doğru iyice zorlaştılar. Grupta sonradan konuştuğumuzda, kimsenin testi tamamlayamadığını öğrendik.

Testen sonra gene ilk buluştuğumuz büyük salona geldik. Diğer grubun sunumları ve ilk görüşmeleri bittikten sonra, onlar soyut düşünme testini yapmaay geçince bizde kendi sunum ve ilk görüşmemizi yapmak için teker teker farklı odalara geçtik.

Ben de büyük salonda beklerken, bir kişi adımı okuyup, beni çağırdı. Küçük bir odada bir masada oturduk. Sonrasında adam alindeki süreyi başlatıp benim sunumuma başlamamı söyledi.

Kişisel sunumumuz kendimizin içerigíne karar verebileceği ve karşı tarafı neden bu pozisyona uygun olduğumuzu ikna etmek için hazırlamamız gereken bir sunumdu. Sunum 10 dakika sürecekti ve ardından 10 dakika sorulara cevap verilecekti.

20 dakikanın ardından Genel yetenek görüşmesine (Competancy başed İnterview) başladık. Cevaplamı istedikleri sorular genelde "şöyle bir durumla karşılaştın, ne yaparsın? sorunu nasıl çözersin?" gibisinden sorulardı. Sizin genel olarak değişik durumlarda yada problemler karşısında nasıl davranacağınızı ölçmek istiyorlardı. Görüşmenin ardından gene büyük bekleme salonuna geçtik. Diğer grupta gelince, bizleri bu sefer farklı gruplara ayırıp, grup çalışması için ayrı bir odaya aldılar.

Yazının ikinci bölümünü burada kesiyorum, çünkü yazı uzadıkça okumasıda sıkıcılaşıyor. Grup çalışması ve diğer görüşme ve testleri sonraki yazıda yazacağım.